KANSER HASTALARININ İLACA ERİŞİM HAKKI

Sağlık hakkı, insanların sağlıklarının korunması, hastalandıklarında iyileşmeleri, tıbbi bakım görebilmeleri ve tedavi edilebilmeleri için devletin sağladığı her türlü imkandan yararlanma hakkını ifade eder.

2/14/20253 min read

Sağlık hakkı, insanların sağlıklarının korunması, hastalandıklarında iyileşmeleri, tıbbi bakım görebilmeleri ve tedavi

edilebilmeleri için devletin sağladığı her türlü imkandan yararlanma hakkını ifade eder. Anayasamızın “Sağlık

hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesi, “Sosyal güvenlik hakkı” başlıklı 60. maddesi ve “Devletin

iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı 65. maddesi, bir sosyal devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kanser

ilaçlarının temini ve ihtiyaç sahiplerinin erişime sunulması hususundaki yükümlülüğüne işaret etmektedir. Buna

rağmen, zorlu ve maliyetli bir tedavi sürecinden geçen kanser hastaları, hayati önemi haiz ilaçlarına erişim noktasında

elzem mağduriyetlere yol açan engellerle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Kanser tedavisi sürecinde uzman doktorların hastalarına önerdikleri yeni nesil tedavi ilaçlarının bir kısmının Sosyal

Güvenlik Kurumu tarafından karşılanamaması, hastaların zaten zorlu olan tedavi süreçlerinde ek bir mali yükle

karşılaşmalarına yol açmaktadır. Bu durum, hastaların daha da mağdur olmalarına sebep olmaktadır.

Hastaların SGK’nın geri ödeme kapsamına almadığı veya belirli koşullar altında ödediği kanser ilaçlarının maliyetini

devletten talep edebilmesi için yasal bir süreç başlatılmalı ve hastalar tedavi sürecinde kullandıkları ve SGK tarafından

karşılanmayan ilaçların bedelinin iadesini talep etmelidir. Birçok kanser hastası, tedavi sürecinde hayati öneme sahip

olan bu ilaçlara ulaşmada zorluk yaşayabilir; zira ilaçlar oldukça yüksek maliyetlere sahiptir. Bu bağlamda, kanser

ilaçlarının geri ödenmesine ilişkin davalar, tedavi sürecinde oldukça kritiktir.

Kanser ilaçlarının geri ödemesine ilişkin hukuki süreci başlatmadan önce birtakım belgelerin tanzim edilmesi ve

toplanması gerekmektedir.

Öncelikle, dava için ön şart olmamakla beraber yargılama sürecini lehe etkileyeceğinden Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz

Kurumu'na doktor tarafından “endikasyon dışı ilaç başvurusu” yapılmalıdır. Endikasyon dışı ilaç kullanım onayı

akabinde kanser tedavisinin zorunlu olduğunu ve kullanılan ilaçların tedavi sürecinin bir parçası olduğunu gösteren

hekim raporları, reçete ve ilaca ait faturalar, ilaç kutuları ve tıbbi kayıtlar ile birlikte Sağlık Güvenlik Kurumu'na

başvuruda bulunulmalıdır. SGK'dan ilaç bedelinin ödenmediğine dair karar geldikten sonra hukuki süreç

başlayacaktır.

Yukarıda bahsedilen tüm belgeler ve SGK’nın olumsuz cevabı yazısı ile beraber ilgili yargı merci nezdinde dava

açılmalıdır. Kanser hastalarının hızlı ve etkin tedaviye erişimi hayati önemde olduğundan, dava açılırken ihtiyati tedbir

talebinde bulunularak, hakimde ilaç kullanımının davacı açısından elzem olduğuna dair yeterli kanaat oluştuğu

takdirde yargılama süreci boyunca talep konusu ilaç SGK tarafından karşılanacaktır. İhtiyati tedbir talebinin

kabulünün yargılamanın mutlaka olumlu sonuçlanacağını göstermediğini belirtmekle beraber, yargılama tüm kanun

yolları tüketildikten sonra aleyhe neticelendiği takdirde Anayasa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuru yoluna

gidilmesinin önü açıktır.

Nitekim, kanser hastalarının ilaca erişiminin engellenmesi Anayasamız ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

kapsamında güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına geldiği açıktır.

4 Şubat Dünya Kanser Günü, kanser konusunda farkındalığı ve eğitimi artırmanın yanı sıra, dünya genelindeki

hükümetler ve bireyleri hastalığa karşı harekete geçmeye teşvik ederek her yıl milyonlarca önlenebilir ölümün önüne

geçmeyi hedeflemektedir. Bu gün, yalnızca bir farkındalık gününden ibaret kalmayıp, yankı uyandırmayı, değişim

yaratmayı ve sonraki günlerde de devam edecek eylemler başlatmayı amaçlayan bir kampanyadır. Bu vesile ile,

kanser hastalarının zaten taşımakta oldukları manevi yükün yanında ilaçlarına erişimde karşılaştıkları ekonomik yükle

ilişkin başvurabilecekleri hukuki yolların mevcut olduğunu belirtmekte fayda görüyoruz.